Peki, ilim nedir? Kur’an’ın ilim anlayışı nasıldır? Şimdi bu sorulara cevap bulmaya çalışalım. İslam âlimlerinin tanımına göre ilim: Bir şeyin hakikatini idrak etmek ve ma’lum olanın, olduğu hal üzere bilinmesidir. Bu anlayışa göre, yanlış ma’lûmâta ilim (bilgi) denilemez. Ebu Cehil’e, cahillerin atası anlamındaki bu ismin verilmesine sebep, bilinmesi gerekenleri hiç bilmemesi değil; yanlış bilmesidir. Dünya ve ahirette faydası dokunmayacak bilgi kırıntıları, mâlûmât yığınlarına sahip olmasına rağmen, esas bilinmesi gerekenleri bilmemesidir. Ve Ebu Cehil, tarihî bir kişilik olmaktan öte; her zaman görülen prototiptir.
"Rabbim ilimce her şeyi kuşatmıştır." (6/ En’am, 80) "İlim ancak Allah katındadır." (46/ Ahkaf, 28) Kur’an-ı Kerim’de ilim, en sık kullanılan anlamıyla, ilahî vahiyden kaynaklanan, yani bizzat Allah’ın verdiği bilgidir. İlim, Allah’tan olduğuna göre, İslam’ın tamamı ilimdir. Âlim de gerçek anlamıyla müslümandır. İmanla birleşmeyen bilgiye ilim denilemeyeceği gibi, Allah’a kalpten gelen saygı ve ihtiram duygularıyla O’nun emrine boyun eğmeyen kimseler de âlim sayılmazlar: "Kulları içinden ancak âlimler, Allah’tan (gereğince) korkar." (35/ Fâtır, 28) Gerçek âlim, takvayı ve cihadı da ihmal etmeyen kimsedir. İlim, imanı gerektirir. Salih amel sahibi ve tabii cihad etmeyene âlim denilmez. Dolayısıyla âlim, ilimle mücehhez, Allah’tan haşyet duyan takva sahibi mücahid kimsedir.
Yine Kur’an bütünlüğünde değerlendirildiğinde âlim, insanlara Allah’ın emirlerini duyurur ve O’ndan başka kimseden korkmaz (Ahzab, 39). Bildiği doğruları ve hidayet yolunu ketm etmez/gizlemez (Bakara, 159). İlmini az bir paha karşılığında satmaz (Bakara, 174). Bilir ki dünyadaki refah, ahiret nimetleri yanında az bir paha, çok az bir menfaattir (Al-i İmran, 197). İlmini önce kendi hayatına geçirir, yaşar; bildiğiyle amel eder, kafalarındaki ilimle amel etmeyenlerin durumunun kitap taşıyan merkebin durumu gibi olduğunu (Cuma, 5) unutmaz. Zalim yöneticilere hak kelimeyi (tevhidi, adaleti) söylemenin en büyük cihad olduğunu (İbn Mace, Fiten 20) bilerek ona uygun yürekli tavır takınır. Kâfirlerin tağut yolunun savaşçısı olduğunu; iman edenlerin de Allah yolunda savaşçı olma seçeneğinden başka tercihi olamayacağını (Nisa, 76) bilen diliyle ve kalemiyle savaşçı kimliktir âlimlik.
Peygamberlerin mirasçısı, ilmin sorumluluğunu taşıyan ve ümmete hak yolu gösteren, öncülük ve önderlik yapandır âlim. Cahillikten ve cahiliyyeden arınmış, onu tanıyan ama fikirde ve tavırda ondan uzak olan, tağutlara boyun eğmeyen, Bel’am tipine benzemeyen kişidir âlim. Âlim kelimesinin, burada Kur’an terminolojisindeki özel anlamıyla kullanıldığı akıldan çıkarılmamalıdır. Yine burada ilim, Allah’a, tam manasıyla tek gerçek olan hakka, hakikate ayandığı için mutlak ve objektif bir geçerliliğe sahiptir. Vahiyle özdeşleşen anlamıyla ilim, kesin bilgi demektir. Onun için; ilmi, yani hakka, hakikate dayanan ilahî nur olan Allah’ın verdiği bilgiyi (vahyi) kabullenmeyen insana, profesör bile olsa cahil; bu cahillerin en meşhurlarına Ebu Cehil; böyle kişilerin oluşturduğu toplum düzenine de cahiliyye denir.
FİLİSTİNİN TAPUSU.BİZİM ELİMİZDE
-
2014 YILINDAN BER, İSRAİLİN UÇAK YAKITI TÜRKİYEDEN GİDİYOR.ÜZGÜNÜM.
İSRAİL İŞGALCİFİR.GELDİĞİYERE SÜRÜLMELİ. ERDOĞAN,KUDÜSÜ İSRAİLE
SATTI.>>https://yo...
1 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder